GTT Lojistik, BAE’deki ilk ve tek Türk lojistik firmasıdır

Salı, 23 Şubat 2010 16:50:55 (GMT+3)   |  
       

Uluslararası lojistik faaliyetleri gerçekleştiren GTT Lojistik, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 2005 yılında başlayan hizmet serüvenini pazar ve kalite anlayışını geliştirerek sürdürüyor. Gıda ihracatı alanında sağladığı deneyimini lojistik çalışmalarına taşıyan GTT Lojistik, depolama hizmeti de veriyor. Sadece demir çelikten sorumlu iş geliştirme departmanı kuran GTT Lojistik, ileriye yönelik projelerinde emin adımlarla ilerliyor.

Utku Bey okuyucularımıza GTT Lojistik'i kısaca tanıtabilir misiniz? Nasıl başladınız, nasıl geliştiniz?

GTT Lojistik 2005 yılı başlarında, GTT Group bünyesinde Birleşik Arap Emirlikleri'nde kuruldu. GTT Group içinde üç ana faaliyet alanı bulunmaktadır. 2003 yılında başlayan ve Türkiye ve bölge ülkelerde hem kendi tesislerimizde hem de fason gıda üreticisi olarak devam eden çalışmalarımız var. 2005 yılında başlayan lojistik faaliyetlerimizin yanı sıra 2006 yılından bu yana Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman'da "GTT Distribution and Catering"  adı altında faaliyet gösteren dağıtım ve katering şirketimiz vardır. GTT Lojistik'in ilk amacı elleçlemekte olduğumuz kendimize ait yüklerin operasyonlarını yönetmekti. Satın alım hizmetlerini Türkiye'den yerel olarak gerçekleştirmek adına, gayet minimal bir kadroyla Türkiye'deki ilk ofisimizi Ocak 2006'da kurduk. 2006 yılı sona ermeden hangi yönde ilerleneceğine karar vermek üzere piyasayı gözlemek, durum nedir vaziyet nedir bunu görmek istedik. Söz konusu yılda hem kendi ihracatımız olan ürünlerin operasyonlarını gerçekleştirdik hem de piyasada forwarder şeklinde havayı soluduk.

GTT Lojistik, BAE'deki ilk Türk lojistik firmasıdır ve halen de faal bir Türk lojistik firması da GTT haricinde yoktur. Özellikle, 2009 yılına kadar yaşanan süreçte bildiğiniz gibi Dubai, Orta Doğu'nun kalbi durumundaydı. Yaşanan krizden alınan büyük yaraya rağmen hala çok önemli bir merkezdir. Bu bölgenin avantajlarını kullanıp önce Orta Doğu'da sonra Doğu Afrika bölgesinde hem ihracat hem de ithalat yönünde önce konteyner, sonra hava ve kara kargosuna servis verme amacındayız. GTT Lojistik'in Türkiye'de İstanbul, Mersin ve Bursa-Gemlik'te olmak üzere üç, BAE'de ise iki ofisi olan ve ayrıca irtibat bürosu olarak da Doğu Afrika - Djibouti'de kendi ofisi olan ve 60 kişinin üzerindeki profesyonel ekibi ile hizmet vermekte olan bir lojistik şirketiyiz. Suudi Arabistan ve Kuveyt'te anlaşmalı acentelerimiz içinde tarafımızdan yetiştirilmiş, sistemimizi iyi bilen ve kadromuzda yer alan arkadaşlarımız bulunmaktadır. Bugün artık en önemli nokta uygun fiyatla uygun hizmeti birleştirip, müşterinizin arzu ve taleplerine olabildiğince cevap verebilmektir.

Dubai'de Jebel Ali Serbest Bölgesi'nde depolama tesisiniz bulunuyor. Orta Doğu'daki mevcut demir çelik ticareti durumunu da özetleyerek, bu bölgedeki faaliyetlerinizi öğrenebilir miyiz?

BAE'de büyük kısmı öz malımız olan ayrıca dışarıdan kiralık olarak da kullanmakta olduğumuz depolama tesislerimiz bulunmaktadır. Jebel Ali serbest bölgesinde yer alan 6.500 m² kapalı, aynı bölgede 10.000 m²'lik de açık alanımız bulunmaktadır. Ayrıca DIP - Dubai Investment Park'da 1.000 m²'lik bir depomuz daha var. 2009 yılı sonuna kadar önemli depolama hizmetleri vermiş olsak da, krizin etkisi ve stokların eritilmesi neticesinde depolama şu an için eskisi kadar hareketli bir dönemde değil.

2009 yılı itibariyle yaptığımız Uzak Doğu menşeli acentalık antlaşmaları ile bu bölgede de hem ithalat hem de ihracat konusunda etkili bir faaliyet içerisindeyiz. Resmi istatistikler tam tamamlanmasa da 2009 yılını ciddi bir büyüme ile kapatmış bulunuyoruz. Ek olarak hava ve kara kargo depolama hizmetlerimiz var. 1 Ocak 2006 tarihinde başlamış bir şirket olarak kendimize göre iyi yolda olduğumuza inanıyoruz.

Dubai'de depoculuk mantıklı ama aynı zamanda zor bir işlemdir. Depocuların ana mantığı şudur: Bir malı depolayan olmak değil, sirkülasyonu çok olan bir malın depolama hizmeti vermek. Çünkü depolama kontratlarının altını okursanız, malın kabul ediliş boşaltımı, depolaması ve malın tekrar yüklenip sevk edilmesi ayrı kalemlerdir. Depocular gerçek katma değeri ve geliri in - out dediğimiz hareketten kazanırlar. Bugün artık en önemli nokta uygun fiyatla uygun hizmeti birleştirip, müşterinizin arzu ve taleplerine olabildiğince cevap verebilmektir. In - out hareketleri hızlı bir sirkülasyon şeklinde dönüyorsa evet bu iyi bir depoculuktur.

Demir çelik ürünleri için de depolama hizmetleri tabi ki sunuyoruz. Bununla birlikte makine ve yedek parça depolaması konusunda branşlaşmış bulunuyoruz. Örneğin Aksa Jeneratör firmasının bütün Orta Doğu, Afrika, Körfez bölgesi jeneratörlerini depoluyoruz, stok yönetimini yapıyoruz ve son nokta teslimlerini gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri'nde taşıdığımız lisans altında gümrük hizmetimiz de var, müşterilerimizin gümrükleme servislerini de kendi bünyemizde sağlayabiliyoruz. Gerçek anlamda dünya genelinde Lojistik tüm servisleri konsolide bir formatta kendi bünyenizde sağlamaya doğru hızlı adımlarla ilerlemektedir. Türkiye'de de planlarımız tedarik zinciri içerisinde bu  entegrasyonu gerçekleştirmek, kendi kurumumuz altında olmasa da doğru stratejik ortaklıkları bünyemizde bulundurarak müşterilerimize A'dan Z'ye entegre hizmeti sağlamaktır.

Çalışmakta olduğunuz pazarlardaki konumunuz ne durumdadır?

Orta Doğu pazarı halen gelişmekte olan bir pazardır. Mersin, İzmir, Gemlik, İstanbul ve Antalya pazarlarının toplam ihracat rakamlarında forwarder'lar arasında bize hatlar tarafından verilen istatistiklerde ön sıralarda yer almaktayız. Kuşkusuz ki pazar sadece Orta Doğu'dan ibaret değil; Kuzey, Batı ve Doğu Afrika, Avrupa, Uzak Doğu ve Amerika önemli pazarlar. Bizim Orta Doğu'dan sonra agresif satış / pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmekte olduğumuz bölge ise Doğu ve Batı Afrika'dır. Bunun yanında armatörlerden aldığımız istatistiksel bilgilerde Türkiye'den bu bölgelere ihracat servisi sağlayan lojistik firmaları arasında ön sıralarda yer almaktayız. Biz bu pazarlarda doğal bir avantaja sahibiz. Kuruluşumuzda ana çekirdeğimizi oluşturan ve gurubumuz bünyesinde yer alan gıda firmamız sayesinde bu bölgeleri iyi tanıyoruz. Pazarların dokusunu, müşterilerin beklentilerini biliyoruz. Doğal navlun hareketlerinin ne durumda olduğunu bir ihracatçı olarak farklı bir gözle değerlendirebiliyoruz ve kuşkusuz bunun avantajlarını yaşıyoruz. Yeni pazar olarak kendimize hedef olarak, yeni yaptığımız acentelik antlaşmalarından dolayı Uzak Doğu'yu da almış bulunuyoruz.

Size göre bir lojistik firmasını tercih edilir kılan nedir?

İnsanlar belli bölgelerde profesyonelleşebilmeli, belli bölgelere yatırım yapmalılar, yoksa herkes her işi yapar hale gelir, iş kalitesi düşer. ‘Freight Forwarder' tanımındaki kurumlar iyi günde değil kötü günde müşteriler için azami önem taşırlar. Müşterinizin sorunlu bir dosyasında yani kötü gününde verdiğiniz serviste profesyonelleşebildiğiniz ölçüde, o bölgedeki kabiliyetiniz, beceriniz ile problem çözebilirsiniz.

GTT olarak bakış açımıza göre lojistik; özünde probleme açık süreçleri yönetmek demektir. Bu potansiyel problemleri gerçekleşmeden önlemek ya da gerçekleşmeleri durumunda minimum hasarlarla çözebilmek adına biz forwarder'lar servis sağlayıcı olarak konumlandırılmalıyız. Bu uluslararası platformda çok uzun süreler etüt edilmiş ve görülmüş ki, forwarder'a ciddi bir gereksinim söz konusudur. Özellikle Orta Avrupa'da, Amerika'da ve Uzak Doğu'da forwarder hak ettiği değeri görmektedir. Türkiye'de de eninde sonunda böyle olacağına inanıyorum.

Konteyner demir çelik taşımacılığı hakkında düşünceleriniz nelerdir? Bu alanda ileriye yönelik çalışmalarınız bulunuyor mu? Acentelik faaliyetlerinizi hangi limanlardan sürdürmektesiniz?

GTT'nin demir çelik sektörü için katma değer yaratan çözümleri bulunmaktadır. GTT Lojistik 2009 yılına kadar demir çelik sektörüne girme teşebbüsünde bulunmamıştır. Servis sağlayacağınız sektörün gereksinimlerine hazır olmadan bu işlerin altına imza atmamak lazım. Biz ilk gününden beri altyapımızı kuvvetli tutmaya çalıştık. Fiyat olarak, hizmet olarak, ekip olarak ve insan kaynağı olarak altına imza attığımız her antlaşma için gerçekten hazır olduğumuzda teklif verdik. 2009 yılı itibariyle GTT bünyesinde tüm limanlarda sabit olarak hazır bulunan saha dolum ekibi ile dolum operasyonu konusunda profesyonel servis vermektedir.

Demir çelik sektörüne servis sağlayabilmek, bu montanda bir yükün hizmetini hatasız ve eksiksiz sunabilmek cidden kolay bir süreç değildir. Büyük adette ve değerde yüklere servis vermelisiniz; bir partide 60 - 70 konteynerlik partileri rahatlıkla elleçleyebilmelisiniz. Bu ölçekteki bir yükün tahmini ürün değeri 900 - 950.000 dolarlık rakamlardır, bu sorumluluğu alabilmek ve layığı ile bu servisi sağlamak sorumluluk ve profesyonellik gerektirir.
 
Acentelik faaliyetlerinizi hangi limanlardan sürdürmektesiniz?

Şu anda tüm İstanbul limanlarında, Mersin limanında ve Gemlik limanında kendi ekibimiz ve ofislerimiz ile faaliyetlerimizi gerçekleştirebiliyoruz. İzmir limanında da antlaşmalı olduğumuz taşeron firmaların servisini kullanıyoruz, bu sayede İzmir'de de aynı kaliteyi temin edebilecek konumdayız. 2009 yılı itibariyle demir çeliği gerçek anlamda hedeflemeye başladık ve sektörde bu konuda uzmanlaşmış kadro transferleri yaptık. Sadece demir çelikten sorumlu iş geliştirme departmanı kurduk. Emin adımlarla demir çelik sektöründeki pozisyonumuzu artırıyoruz.

Dünya da bir çok sektörde olduğu gibi demir çelik sektörü de 2006 - 2008 Eylül arasında altın çağını yaşıyordu. 10.000 ton ihtiyacı olanlar 20-25.000 ton sipariş veriyorlardı. Çok büyük rakamlar ve stoklar veriliyordu. Bu stoklarda belli rakamlarda eritilebiliyordu. Ne oldu krizle birlikte? Gerçek ihtiyacı 10.000 ton olan; ortalama 1.5 - 2 ayda eritebilecek olan alıcı dedi ki ben 10.000 ton almayacağım 2.000 ton alacağım dedi. Risk alamam sattığım malı alacağım dedi. Sattığı malı satarken müşteriye sana bunu satarım ama 45 gün sonra teslim ederim dedi. Üreticiye bana şu mm kalınlıkta şu ebatta demirden 2000 bin ton lazım dedi. Haddehaneler tabi ki büyük montanlı üretim yapmayı seviyorlar ve tercih ediyorlar ve bu yükler doğal olarak açık yük servisleri ile sevk ediliyorlar. Biliyoruz ki açık yükün belli artıları belli eksileri var. Açık yükte part kargo yapmak kolay iş değil,  aynı termini yakalamak, aynı noktadan yüklemeyi sağlamak çok tercih edilen bir şey değil. Rakamlar küçüldü. Rakamlar küçülünce armatörler elini taşın altına soktu. 2009 yılında beklenmeyecek kadar demir çelik konteyner yüklemeciliği çıktı. Bu ne kadar böyle gidiyor iyi analiz etmek lazım.

Bana göre 5-10 sene çok yüksek rakamlarda devam etmeyebilir ama çok da düşmeyecektir. Dünya piyasaları şu an büyük stokların altına girmeyi doğru bulmamakta ve doğal olarak alımlarını ağır ve ufak rakamlarla devam ettirmekte. Açık yük taşımacılığı bugünkü konumundan artacaktır ama konteyner demir taşımacılığı sivri bir çakılma yaşamayacaktır.

Navlun oranlarındaki hareketler 2009 yılında sizi nasıl etkiledi? Navlun piyasalarının bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

2009 yılında armatörler çok uygun navlun politikaları uyguladılar. 2010 yılındaki resim bunu pek göstermiyor. 2009 yılının ortasında bizim Orta Doğu'da ortalama ödediğimiz baz navlunu 100-150 dolara alabilirdiniz. Şu anda 300-350 dolar seviyelerinde olan baz navlunlar 2-2,5 katlara çıkartıldı. CAF oranları her gün artıyor, BAF oranları her gün artıyor. Armatörlerden kuvvetli olanlar kendi öz kaynakları ile ayakta kaldı, kuvvetsiz olanlar da ciddi devlet destekleri alarak yoluna devam etti. Armatörlerden çok büyük yaralar alanlar oldu. Zararlarını kompanse edeceklerdir. Artık navlun seviyelerini yukarı çekecekler.

Bana göre olması gereken oluyor ve navlun endeksi yukarıya doğru hareket ediyor. Bu aynı zamanda piyasaların da hareket içerisinde olduğunun doğal bir göstergesidir. Tabi ki mantıklı bir seviyede yatay bir seyre ulaşmasını temenni ediyoruz. Zira sürekli artış yönündeki bir endeks yine bir süre sonra ürünün satılmasına engel oluşturmaya başlayacaktır. Navlun fiyatları ciddi anlamda çok düşük seviyelerdeydi, çok uzun süre eksi navlunlar telaffuz edildi. Ürün ile navlunun bütünü tedarik zinciri içerisinde birbirinden ayrılmadan devam etmesi gereken bir döngüdür. Önce bu mala talep gelecek, talebe uygun üretici söz konusu olacak, üretici bunları üretebilmek için uygun fiyatlarda satın alım yapacak, hammadde satın alması gerçekleşecek. Bunu üretecek ve sonra sevk edecek. Sevk ederken nakliye firması devreye girecek. Bu birbirine dokunan dairenin gerçekleştirilebilir rakamlarda olması lazım. Üretici ya da alıcı sonuçta bu malı karşı tarafa CIF dediğimiz karşı tarafa mal olmuş fiyatları ile hesaplayacak. Siz alternatif dünya pazarlarının üzerinde bir fiyatla o malı oraya ulaştırıyorsanız ne forwarder olarak bu yüke servis sağlayabilir, ne armatör olarak bu yükü taşıyabilir ve ne de üretici olarak bu malı satabilirsiniz.