Hammadde konusu acil çözülmesi gereken bir hal aldı ve çelik sektöründeki birçok oyuncu gibi İtalya merkezli Feralpi de, fiyatlardaki eşi benzeri görülmemiş artışlardan ve Avrupa genelindeki birçok tesisin üretim sürekliliğini tehlikeye sokabilecek arz sıkıntısından şikayetçi. Buna ek olarak, altyapı yetersizliği de bir sorun çünkü ekonomik büyümenin mevcut aşamasını yavaşlatma riski oluşturuyor. SteelOrbis, Feralpi Holding Spa Başkan Yardımcısı ve Acciaierie di Calvisano Spa Genel Müdürü Cesare Pasini ile konuştu.
Son haftalarda İtalya hurda piyasasındaki fiyat trendi nedir ve önümüzdeki aylar için nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Geçtiğimiz iki ila üç hafta içerisinde, İtalya hurda piyasasında bir denge oluştu. Bu geçici bir durum olabilir fakat bunu halihazırda iyi bir sonuç olarak görüyorum. Temmuz ayı görünümü hala belirsiz. Uluslararası pazarlardaki fiyatlar neredeyse sabit çünkü Türk üreticiler pek aktif değil. Bunun sonucunda, son günlerde Avrupa’daki fiyatların da yatay seyredeceği öngörülmüştü. Her ay Fransız ve Alman tedarikçilerle düzenli olarak yapılan görüşmeler devam ediyor ancak, yakın zaman önce Avusturyalı çelik üreticisi Voestalpine’nin alım fiyatlarını beklenmedik bir şekilde 30€/mt artırdığına dair haberler çıktı. Başta Fransızlar olmak üzere, tedarikçiler fiyatların sabit kalmasını beklerken, Almanlar buna ikna olmamıştı fakat Türk çelik üreticileri piyasada aktif olmadığı için aynı fiyatları kabul edecek gibilerdi. Voestalpine'nin, insanların denge yakalamakta zorlandığı bir dönemde gelen bu hamlesi herkesi şaşırttı ve şimdi fiyatların değişmesi muhtemel. Ağustos ayında her zamanki gibi yaz döneminde tesis duruşları olacak ve piyasa bir süre duracak. Eylül ayına yönelik öngörüde bulunmak ise imkansız.
Feralpi Group’un 2020 konsolide mali durumlar tablosuna yönelik basın toplantısında, hammadde fiyatlarındaki patlamadan fakat aynı zamanda altyapı yetersizliğine dair önemli sorunlardan bahsettiniz. Bu konuyu biraz detaylandırabilir misiniz?
Bir süredir, İtalya çelik endüstrisinin hem nihai mamul sevkiyatı, hem de hammadde alımına dair ihtiyaçları için yetersiz olan altyapı sorunlarıyla uğraşıyoruz. Limanlar tıkanmış durumdayken, demir yolu ağları çok yoğun ve daha fazla ulaşım ihtiyacını karşılayamayacak halde. Yakın zaman önce alım yapmayı bırakmak zorunda kaldık çünkü ürünlerin nereye teslim edilebileceğini bilmiyorduk. Bu hala yüzleşmek zorunda olduğumuz önemli bir sorun ve Haziran sonunda Münih’te yaşanan şiddetli yağış ve selin demir yollarını etkilediği göz önüne alındığında, bu sorun önümüzdeki aylarda da devam edecek gibi görünüyor. Almanya’dan Brescia’ya yapılan vagon sevkiyatlarında ciddi zorluklar yaşanıyor. Şu anda tüm tedarikçiler siparişlerini göndermekte zorlanıyor ve trafiğin normale dönmesi haftalar ve hatta aylar sürebilir. Bu durum en çok hurdayı etkiliyor çünkü Alman tedarikçiler çoğunlukla demir yoluyla sevkiyat yapıyor. Nihai mamuller kamyonla taşınabildiği için daha az etkilendi.
Son haftalarda, AB’den yapılan hurda ihracatının bir şekilde engellenebileceğine dair söylentiler dolaşıyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Avrupa Yeşil Mutabakat’ı uygulamaya aldı ve 2050’ye kadar karbon nötr hale gelmeyi hedefliyor, dolayısıyla da döngüsel ekonomi fikrini benimsedi. Ancak bunu hayata geçirebilmek için, ekolojik değişimi gerçekleştirmemize imkan sağlayan kaynakları bir şekilde Avrupa Birliği içerisinde korumaya almalıyız. Döngüsel ekonomiden bahsedip, daha sonra döngüsel ekonomi hakkında fikri olmayan AB dışı ülkelere hurda satamayız. Bence AB’nin ihraç ettiği hurdanın çoğunun korunması veya en azından ihracat vergisine tabi olması makul. Yılda 17-18 milyon tondan bahsediyoruz, İtalya’nın tüketiminin çok üstünde. Aksi takdirde, Avrupa önümüzdeki yıllar için koyduğu hedeflere ulaşamaz. İhracatçıların sadece, hurdayı teslim alacak ve karbon salımı yapmadan eritebilecek, yani Avrupalı üreticiler gibi işleyebilecek tesisleri olan müşterilere satış yapması sağlanabilir. Bu halihazırda iyi bir sonuç olur çünkü dünya genelinde, Avrupa’daki gibi çevre dostu olan pek fazla tesis yok.
AB’nin geri kalanında hurda arzının bol olduğunu ve bu nedenle hurda ihracatı yapılması gerektiğini söyleyenlere ne cevap verirsiniz?
18 milyon ton hurda ihraç edebilecek durumda değiliz çünkü hurdanın Avrupa çelik endüstrisi için değerli bir hammadde olmasının yanı sıra, Avrupa’nın benimsediği çevresel politikalardan biri olan yüksek fırınları elektrik ark ocaklara dönüştürme hedefi, hurda tüketiminin önümüzdeki yıllarda artacağı anlamına geliyor. Sonuç olarak, şu anda ihraç ettiğimiz hurdaları bir şekilde kendi sınırlarımız içinde tutmalıyız.