Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği (DÇÜD) tarafından 17 Ekim tarihinde yapılan yazılı basın açıklamasında, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 16 Ekim günü Kızılcahamam'daki açıklamaları sonrasında bugün (17 Ekim 2011) bazı müteahhitlerin inşaat demiri fiyatlarına ilişkin olarak, fiyatların 8 ay içerisinde 800 TL/mt seviyesinden %100 artışla 1.600 TL/mt seviyesine yükseldiği iddiası gerçeği yansıtmıyor" denildi.
Yapılan açıklamada, "Yılbaşındaki seviyesine kıyasla, %18 oranındaki KDV dahil inşaat demiri fiyatları Türk lirası bazında %19,9 oranında artışla 1.280 TL/mt seviyesinden 1.535 TL/mt seviyesine yükselmiştir. Demir çelik ürün fiyatları, dünya çapında ABD doları üzerinden işlem gördüğünden, sözkonusu artış, büyük ölçüde ABD dolarının değer kazanmasından kaynaklanmaktadır. Bu yönüyle, 2011 yılı içerisinde, ABD doları bazındaki fiyatlar yalnızca % 1,5 oranında artışla, 823$/mt seviyesinden 835$/mt seviyesine yükselmiştir," denildi.
Dolar bazında incelendiğinde benzer fiyat hareketlerinin diğer ülke piyasalarında da yaşandığı gözlenmektedir, denilen açıklamada, ocak ayındaki seviyesine kıyasla, inşaat demiri fiyatlarının, Orta Doğu iç piyasasında %4,9 artarken, Orta Doğu ithalat fiyatlarının %6,7, Avrupa ithalat fiyatlarının %10,4, Kuzey Amerika iç piyasa fiyatlarının %2,1 ve Brezilya iç piyasa fiyatlarının %2,7 oranında yükseldiğinin altı çizildi.
DÇÜD açıklamasında, demir çelik ürünlerinin, emtia niteliği nedeniyle fiyatları uluslararası piyasada belirlenen ürünler arasında yer aldığı vurgulanırken, "Petrol, bakır, çinko, nikel gibi ana metallerin fiyatlarındaki seyrin, yurtiçi enflasyon oranları ile bağdaştırılması nasıl mümkün değil ise, demir çelik ürünlerinin fiyatlarındaki gelişmelerin de enflasyon oranları ile açıklanması mümkün değildir," denildi. Açıklamada, "Bu nedenle, demir çelik ürünleri fiyatları ile enflasyon oranları arasında paralellik aranması, demir çelik sektörüne ilişkin bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır," ifadesi yer aldı.
DÇÜD, dünya çelik sektöründe kapasite fazlalığı bulunduğu ve bunun yanında, dünya genelinde üretici sayısının çok fazla olmasının piyasalarda spekülasyonu engellediğini belirtti ve benzer bir rekabetin Türkiye için de geçerli olduğunun altını çizdi. Açıklamada, "30 adet ham çelik üreticisi, 200'ün üzerinde haddehane, onlarca çelik servis merkezi ve 100'ün üzerinde ticaret firmasının faaliyet gösterdiği Türkiye çelik piyasasında, hiçbir şekilde spekülasyon ve suni fiyat artışları yapmak mümkün değildir. Ayrıca, ihtiyacının iki misli civarında inşaat demiri üretimi yapan Türkiye'nin, dünyanın en büyük inşaat demiri ihracatçısı konumunda bulunması da Türkiye piyasasının spekülasyona açık olmadığını açıkça ortaya koymaktadır," denildi.
DÇÜD açıklamasında, Rekabet Kurumu'nun, son aylarda inşaat demiri fiyatlarındaki yükselişe ilişkin olarak artan şikayetler üzerine 16 Haziran 2011 tarihinde başlatmış olduğu ve 7 Ekim 2011 tarihinde DÇÜD üye kuruluşlarına intikal eden ön araştırma sonucunda; uzun demir-çelik fiyatlarındaki artışların, teşebbüsler arasındaki bir anlaşma ve/veya koordinasyon sonucu meydana gelmediği ve incelenen teşebbüslerin nervürlü inşaat demiri için uyguladığı fiyatların, dünya fiyatlarıyla büyük ölçüde paralellik gösterdiği yönündeki bulguları da hatırlatıldı.
