AB'de 2015 yılında ekonomik gelişme ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Petrol fiyatlarındaki düşüş ve avronun ABD doları karşısında geldiği durumun AB'deki ekonomik gelişim üzerinde tetikleyici etkide bulunması bekleniyor. Bu faktörlerin yerel talep ve ihracat üzerindeki toplu etkisi fark edilir olacaktır ve bazı temel Avro bölgesi ülkelerinin zayıf performansları ya da büyümekte olan önemli pazarlardaki daha yavaş ivme gibi diğer faktörleri dengeleyecektir. Zayıf avronun Avro bölgesi ihracatçılarının dış pazarlardaki rekabetçiliği artırmasının yanı sıra özellikle yatırım ve özel sektör tüketiminin hız kazanması bekleniyor.
Finans piyasaları hâlihazırda değişken olduğundan ECB (Avrupa Merkez Bankası) 2015 boyunca rahatlatıcı bir nicel program uygulayabilir, likitide enjeksiyonunun fiili miktarı olumlu yönde sürpriz yarattı. Juncker'ın yatırım planıyla birlikte bahsettiğim durumun daha fazla olumlu etkisi olacaktır.
AB bünyesinde gayrı safi hasılanın 2015 yılında %1,6, 2016 yılında ise %1,9 büyümesi bekleniyor.
2015 yılında AB ülkelerinde çelik ürünler için arz talep dengesinin nasıl olacağını düşünüyorsunuz?
AB çelik piyasası ağır ama sürekli toparlanma sürecini 2015 ve 2016 yıllarında sürdürecek. Bu süreci çelik kullanan sektörlerdeki hareketlilikte beklenen artış ve tedarik zinciri ile son kullanıcıların depolarında belirli bir oranda stok yapmaya gitme ihtiyaçları destekliyor. Ancak AB'nin çelik talebinde nispeten genişlemesinin çerçevesinde, AB çelik üreticilerinin büyüme perspektifleri 2015-2016 yıllarında AB ülkelerinin pazarlarına gelecek yüksek miktarda ithalatın süreceğine dair beklenti nedeniyle nispeten belirli seviyede kalacaktır.
Görünür çelik tüketiminin 2015 yılında %2 civarında, 2016 yılında ise %2,5 oranında artış kaydetmesi bekleniyor.
Size göre AB ülkeleri arasından hangileri çelik ve talebi açısından 2015 yılında öne çıkacak?
Yerel piyasa tüketiminin dinamiklerine bakıldığında, gayri safi hasıladaki artış ile çelik kullanan sektörlerdeki hareketlilik ve yerel piyasadaki talep arasında ilişki var. Zayıf avro ve düşük petrol fiyatları gibi ekonomideki pozitif diye değerlendirilecek gidişattan belirli bir noktaya dek yararlanacak ülkelerin hangileri olacağı, ihracattaki başarı ve uluslararası piyasalardaki rekabetin pozisyonunu çokça etkileyen sektördeki ürün karışımına bağlı olacaktır. Bu bakış açısına göre Almanya'nın durumu oldukça olumlu seyrini sürdürecektir. Ayrıca Birleşik Krallık da büyüme açısından olumlu sinyaller veriyor. Fransa ve İtalya'nın görünümü de olumlu.
2015 yılında AB'nin çelik ihracatında böylesi bir artış bekliyor musunuz?
EUROFER, AB'den üçüncü parti ülkelere ihracatta hafif artış bekliyor. Bu durum temel olarak zayıf avronun AB bölgesi çelik üreticilerinin rekabetteki konumlarını olumlu etkileyeceğine dayanıyor. Yine de uluslararası rekabet Çinli çelik üreticilerden sürekli gelen ihracat baskısı nedeniyle sert geçmeyi sürdürecek.
Petrol fiyatları ve avronun durumu çelik talebini nasıl etkiliyor?
Petrol fiyatları düştükçe petrol tüketen ülkeleri olumlu, petrol çıkaran ülkeleri ise tersi yönde etkiliyor. Rusya örneğin. Almanya, Polonya, Finlandiya ve Baltık Ülkeleri gibi AB'nin belirli bir bölümü için çok önemli bir ülke ve 2015 yılında resesyona giriyor ve AB ülkelerinden alımları azalacak. Ayrıca küresel talebe ve petrol ve gaz sektörlerinde kullanılan ekipman ve makineye küresel talebi de etkileyecek. Dolayısıyla bazı ihracat sektörleri petrol fiyatlarının düşüşünden olumsuz etkilenmiş oluyor. Avronun zayıflığı ise temelde AB bölgesi ihracatçılarına ve AB içindeki tedarik zincirine yardımcı oluyor. Küresel talebe etkisi ise sınırlı kalıyor. Prensipte küresel çelik talebinin hafif artışına olumlu katkıda bulunacağı söylenebilir.
EUROFER raporlarına göre çelik ithalatı hala önemli bir tehdit. Buna göre AB'li çelik üreticilerinin durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Özellikle pazar paylarında nasıl bir değişim beklenebilir?
AB'deki ithalatın artışının ve yerel piyasalardaki talebin az çok aynı olacağını öngörmekteyiz. Mevcut durum, AB'li çelik üreticilerinin üçüncü parti ülkelerde önemli bir pazar payı kazanmalarının gerçekleşmeyeceğini gösteriyor.
Son olarak, AB'deki atıl kapasite hakkında Prime okurlarına ne söylemek istersiniz?
AB'deki kapasite kullanım oranı nominal kapasiteye göre değerlendirildiğinde %73 oranında seyrediyor. Ancak EUROFER, kullanılmayan ya da fazla çelik kapasitesinin nominal kapasiteye yani kağıt üzerindeki kapasiteye göre değil, gerçekçi etkin kapasite datasına göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyor. Nominal kapasite potansiyel çelik üretimi için şişkin bir görünüm sunabilir çünkü var olan ama kullanılmayan kapasiteyi, planlanan bakım çalışmalarının ve öngörülmeyen üretim kesintilerinin etkisini ve belirli bir oranda yapılabilecek kapasite ayarlamasını hesaba katmıyor.
AB çelik sektörünün 2014 yılında 200 milyon ton civarında olan nominal kapasitesiyle karşılaştırıldığında, kapasite kullanımı %85 oranında yer alıyor. Bu da AB'de şu anda 30 milyon ton gibi kullanılmayan bir kapasitenin varlığını gösteriyor.
