Dr. Mahfi Eğilmez: "Türkiye'de ekonomik büyümenin anahtarı yapısal reform ve buluşlar"

Cuma, 24 Ekim 2014 17:46:37 (GMT+3)   |   İstanbul
       

Bu yılki son ayağı 23 Ekim Perşembe günü Anemon İskenderun Hotel'de gerçekleşen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri'nde Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisinin sorunları ve gidişatı hakkında açıklamalarda bulundu. Bu yıl Türkiye'de ekonominin beklenen toparlanmanın aksine kötü gittiğini belirten Dr. Mahfi Eğilmez, küresel piyasalarda ise ekonomik büyümenin Asya ülkelerinde daha yüksek olduğu ifade etti.

Avrupa'da deflasyon beklentisi mevcut

Eğilmez toplantıda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin ekonomilerinde yaşanan sıkıntıların Türkiye'ye yansımasını ele aldı. Eğilmez, "Bugün küresel sistem bir takım sorunlar içinde. Bu sorunların başında düşük büyüme geliyor. Dünya 2000'lere girerken 2008 krizine gelene kadar hem ekonomik hem ticari anlamda hızlı bir büyüme sergiledi ve Türkiye de buna ayak uydurdu. 2008 yılında ise iş tersine döndü, büyümeler düştü. Piyasalarda dalgalanmalar çok sık yaşanır halde. Borsalar iniyor, faizler inip çıkıyor. Böyle bir piyasada karar almak, yatırım yapmak geleceği tahmin etmek oldukça zor. Biz beklentiyi karşılamak için bugünkü koşulların devam edeceğini düşünerek tahmin yapıyoruz ama böyle bir ortamda tahmin tutturmak mümkün değil. Bugün ABD ekonomisi daha yeni yeni toparlanırken, büyüme oranı bu yıl %0,5 olan Avrupa ekonomisi çok kötü gidiyor. Hatta deflasyona gireceği endişesi var. Ekonomisi en iyi olan Almanya'ydı o da son birkaç aydır tökezliyor. Böyle olunca oradaki fonlar buralara akmamaya başlıyor. Buna ek olarak son zamanlarda Türkiye'ye sadece likitide değil turist de siyasi olaylardan dolayı gelmiyor. Dolayısıyla gidişat çok parlak değil" şeklinde konuştu. 

Türkiye'nin artı ve eksileri

Piyasa Sohbetleri'nde Türkiye ekonomisinin sorunlarına ve çözüm yollarına değinen Eğilmez, "Türkiye ekonomisinin en büyük artılarından biri bütçe açığının düşüklüğü. 2000'ler öncesinde en çok şikayet ettiğimiz konulardan biri buydu. O yıllarda kamuyu borçlandırarak kamu borç yükünü artırıyorduk. Son10-12 yıldır da bütçe açıkları düşük olduğu için kamu borçları düşüyor. Türkiye bu sorununu iyi çözdü ama kalıcı bir çözüm üretmedi. Sonuçta Türkiye bütçesini kamu iktisadi teşebbüslerini özelleştirerek rahatlattı. Bunları tükettiğimizde ne olacak bilemiyoruz. Türkiye'nin en büyük eksikliği ise yapısal reformların ancak yumurta kapıya dayandığında yapılması. Tedbirimizi önceden alamıyoruz. Diğer yandan Türkiye üreterek büyüyor ama bizim sorunumuz katma değeri yüksek ürünler üretememek. Örneğin, 200 yıldır içinde olduğumuz tekstil sektöründe bile marka yaratamıyoruz. Bizim artık Çin'le rakip olmamamız, dünya çapında markalar yaratmamız lazım" dedi.

"2023 hedefinin gerçekleşebileceğine inanmıyorum"

Toplantıda katılımcılardan gelen soruları yanıtlayan Eğilmez, Türkiye'nin 2023 yılı için 500 milyar dolar olarak belirlenmiş olan ihracat hedefine inanıp inanmadığı sorusuna şöyle cevap verdi: "Hedef koymak, hatta ulaşabileceğinizden biraz daha yüksek hedef koymak güzeldir. Ama bugün 150-160 milyar dolar ihracat yapan bir ülkenin ihracatının 250 milyar dolara çıkacağına inanmıyorum. Bunun bir sebebi bugün Türkiye'nin Osmanlı döneminde olduğu gibi orta gelir tuzağında olması, buluş yok. Bir ekonomide buluş yapılamıyorsa orta gelir tuzağından çıkılamaz. Atatürk döneminde yapılan reformların ardından, Menderes ikinci dünya savaşına katılmayan Türkiye'nin ekonomik birikimini kullanarak tarımda makineleşmeye gitti. Bu dönemde Türkiye'nin milli geliri üçe katlandı ama devamı gelmedi, sistem çöktü ve devalüasyona gidildi. Özal dönemine gelindiğinde, Türkiye altyapı ve diğer yatırımlar ile kamu borçlanmasına gitti. Erdoğan döneminde ise borçlanma kamudan özele taşıdı. Borçlanmanın kamudan özel geçmesi iyi bir şey ama özel sektörün borcunun hızla artırması çok da iyi değil. Vatandaşlar kredi kartıyla yaptıkları tüketimi artırdılar. Ayrıca 65 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı. Ama şu an onun da sonundayız. Gene orta gelir tuzağına düştük ve çıkamıyoruz.  Çıkmanın tek yolu da buluş yapmak."


Benzer Haber ve Analizler

Türk çelik sektörü karbon emisyonunu 2053’e kadar %99 azaltmayı hedefliyor

19 Mar | Çelik Haberler

Ayhan Uçar: Yeşil dönüşümle hurda değerlenecek, Türkiye hurda temininde sıkıntı yaşayabilir

05 Mar | Çelik Haberler

Yassı mamul sektörü ithalat sorununu çözmek için katma değerli ürünlere yatırımı artırmalı

05 Mar | Çelik Haberler

ÇİB: Türkiye 2015’ten bu yana ilk defa net ithalatçı haline geldi

20 Ara | Çelik Haberler

Tayfun İşeri: Bölgeselleşmenin artacağına yönelik endişeler var

28 Kas | Çelik Haberler

Türk çelik üreticilerinin üzerindeki ihracat baskısı sürüyor

28 Kas | Çelik Haberler

Kocaeli PS: Talep zayıf, Türkiye’nin rekabet gücüne yönelik endişeler büyüyor

05 Eki | Çelik Haberler

Veysel Yayan: Türkiye’nin çelik üretimi Nisan ayından itibaren toparlanacak

27 Nis | Çelik Haberler

Türkiye’de çelik üreticileri kütük ithalatını yeniden şekillendiriyor fakat hurda segmentinde orta vadede daha büyük ...

15 Ara | Çelik Haberler

Türkiye çelik sektörünün rekabet gücü artan üretim maliyetleri ve daralan ihracat nedeniyle azaldı

15 Ara | Çelik Haberler